Kasım ayına girdik..
Günler kısaldı, tatiller bitti, yağmurluklar ortaya çıktı, bir de çok lazımmış gibi merkür gerilemeye başladı !
Yine de her mevsimin ayrı güzelliği var. Sıcak kalın kıyafetler giymek, fırında kek-kurabiye pişirmek, mumları tütsüleri yakıp güzel bir kitap okumak, film izlemek için şahane bir mevsim mesela :)
Tam da bu esinlerle size bu hafta Danimarkalıların mutluluk formülü "Hygge" den, Urla'da açılan şef restoranı "Od Urla" daki müthiş lezzet deneyimimden ve mevsimi gelmişken mantarlar hakkında bildiklerimden bahsettim.
Okuyacaklarınızın içinizi ısıtması dileğiyle..
Urla'da Bir Şef Restoranı "OD Urla"
Yeni açılan bir yer için bazen lokasyon önemli diyorum ama bir şeyleri gerçekten özenle ve kendinizden vererek yaptığınızda, insanları lezzet peşinde dağın başına, ıssız köy yollarına, şehirden uzak noktalara sürükleyebiliyorsunuz. Tıpkı benim 30 Ekim'de Alaçatı'da tatildeyken, akşam arabaya atlayıp 40 km uzaklıkta Urla'da OD restorana bir akşam yemeğine sürüklendiğim gibi..
Geçen kış açıldığından beri çok istiyordum buraya gitmeyi. OD Urla adını ateşten alıyor. Kurucusu ve şefi Osman Sezener'i ise ortaokul yıllarından beri tanırım. Çocukluğumuzda hep gittiğimiz İzmir'in en eski ve köklü restoranlarından Venedik Pizza'nın sahipleridir Osman'ın ailesi. Geçtiğimiz yıllarda Venedik Pizza, işleri bir restoran olmaktan öteye taşıdı ve catering hizmetleri de vermeye başladı. Bu arada Osman da eğitimini tamamlayıp, yurt dışında aşçılık okuyup ocağın başına geçti ve geçen sene sonunda ailesine ait Urla'da zeytinlikler arasındaki bu arazide OD Urla'yı hayata geçirdi.
Urla'da gidilecek görülecek yerleri merak edenler için geçen yaz sonu İngilizce olarak sitemde Urla Bağ Yolu'nu yazmıştım. Od Urla'nın ise yakınlarında bilindik bir yer yok, ama navigasyona girdiğinizde rahatlıkla bulabiliyorsunuz.
Kendi zeytinyağlarını ürettikleri, yüzlerce zeytin ağacının ortasında doğal taşlar, ahşap ve metal konstrüksüyonlar kullanılarak tasarlanmış bir camekan içinde açık mutfağı ve şef masasıyla Avrupa'daki yıldızlı şef lokantalarını andırıyor OD Urla. Restoranın dört bir tarafında yeşillikler, Ege otları ve baharatlar ekilmiş. Mutfakta sadece yerel üreticilerden tedarik edilen mevsiminde malzemeler kullanılıyor, her şey açık ateşte pişiyor, malzemeye fazla müdahale edilmiyor. Bar usulü oturulan şef masasında tüm tabakların hazırlanışını seyredebiliyorsunuz. Osman'ın servis sırasında neredeyse her tabağa eli değiyor.
Biz gittiğimizde "denizden" ve "karadan" olmak üzere iki ayrı tadım menüsü vardı. Deniz mahsülleri tutkunu olarak 7 aşamalı "denizden" tadım menüsünü seçtim ve her tabağına bayıla bayıla silip süpürdüm. Karadan tadım menüsü ise bana sorarsanız "denizden" e göre biraz daha az iddialı kalıyordu.
OD Urla'da tadım menülerinin fiyatları 325 TL , yanına şarap eşleştirmesi de almak isterseniz seçtiğiniz menüye uygun 5 kadeh şarap ile 195 TL ilave oluyor. Menüler kesinlikle çok doyurucu. Tadımın hem başında hem sonunda şefin ikramları ayrıca geliyor. Fiyatlar tabii ki ortalamanın üstünde, ama yapılan iş de bana sorarsanız Türkiye ortalamasının çok üzerinde olmuş. Urla'da böyle bir restoranın açılmasından gerçekten gurur duydum. Osman Sezener'i ve emeği geçen herkesi kutluyor, başarılarının devamını gönülden diliyorum.
Mutluluk Hali : Hygge Felsefesi
İki sene önce Kopenhag'a gittiğimde Hygge felsefesi ile tanışmıştım...
Upuzun ve kapkaranlık kışlar yaşayan Danimarkalıların nasıl dünyanın en mutlu insanları olduğunu anlatan bir felsefe ve varoluş durumu Hygge. İşin en enterasan tarafı ise Danimarkalıların toplumun mutluluğunu araştırmak, ölçmek için Kopenhag'da bir "Mutluluk Araştırma Enstitüsü" kurmuş olmaları. Biz "dertler denizinde" debelenirken, adamlar gerçekten mutlu yaşamayı ciddiye alıyorlar ve bunu kalıcı kılmak için de çaba sarfediyorlar.
Peki "nedir mutlu yaşamanın formülü" derseniz, aslında tüm maddeler çok basit ve işin en güzel yanı neredeyse hiçbirinin parayla satın alınamayan şeyler olması.
İşte 10 maddeyle "Hygge Manifestosu" !
1) Atmosfer : Doğal ışıkla ve özellikle mumla aydınlatılmış ortamlar Hygge feslefesinin bir numaralı maddesi. Yaşam alanınızda ışıkları kısın, bol bol mum yakın.
2) Anda Kalmak : Ekranlardan, sosyal medyadan uzak geçirdiğini anlar hediye edin kendinize ve bu anları sevdiklerinizleyken mümkün olduğunca çoğaltmaya çalışın.
3) Keyifli Kaçamaklar : En sevdiğim madde bu :) Çikolata, tatlı, kahve gibi mutluluk hormonu taşıyan şeyler Hygge felsefesinin asil üyeleri arasında.
4) Eşitlik : Hygge felsefesinde misafircilik yok. Eş, dost, arkadaşlarla ortak hazırlıklar yapmak, yemekleri beraber, kurmayı, toplamayı beraber yapmak, kısaca herşeyi paylaşmak var..
5) Minnet : Küçük, büyük fark etmeksizin anda "iyi ki" dedirten herşey için şürketmek ve minnet duymak
6) Uyum : Ego yarışları, kendini kanıtlama savaşları olmadan çevreyle uyum ve ahenk içinde olma durumu da tam Hygge :)
7) Rahatlık : Hygge feslefesinde herşey rahat olacak. Gösteriş, şıklık falan hep arka planda, önce rahatlık. Rahat giysiler, rahat çoraplar, rahat koltuklar, rahat dekorasyon ve herşeyde doğal malzemelerin kullanılması Hygge'in olmazsa olmazları.
8) Ateşkes: Gergin olayların, yüksek tansiyonlu gergin konuların Hygge ortamlarda kesinlikle yeri yok.
9) Birliktelik: Sevdiklerimizle, aile ve arkadaşlarımızla bir arada ve mutlu olma hali..
10) Sığınak: Her tür tehlikeden uzak, huzurlu ve ve güvende hissetmek de Hygge olmak için 10 temel şarttan biri.
Şimdi Mantar Mevsimi!
Kabul edelim mantar konusunda epey yol aldık ülke olarak. Eskiden bir markete girdiğinizde sebze meyve reyonunda tek tip kültür mantarı satılırken, şimdi en azından 2-3 çeşit yan yana görüyoruz. Ekim - Kasım aylarına girdiğimizde İstanbul'da pek çok restoran "mantar mevsimi"ne özel yemek ve menüler hazırlıyorlar. Ben de bundan iki sene önce Türkiye'nin ilk mikologu (mantar bilimcisi) Jilber Barutçiyan ile Belgrad Ormanı'nda bir mantar avına gitmiş, mantar ile ilgili pek çok soruma bu yarım günlük turda yanıt bulmuştum. Benden size mantarın a-b-c'si :)
Mantar mevsimi ne zamandır?
Mantarın üremek için ihtiyacı olan iki şey var; sıcaklık ve nem. Nem için yağışlar, sıcaklık için de soğukların başlamadığı dönemler uygun oluyor. Dolayısıyla ilkbahar, sonbahar aylarını mantar mevsimi olarak düşünebiliriz
Mantar Bitki midir ? Nedir?
Hayır, mantarlar bitki ve hayvanlardan ayrı Fungi aleminin üyeleridir. Mantarların kendi bağışıklık sistemi vardır ve %90 sudan oluşur ve çok zengin bir amino asit kaynağıdır.
Kaç Farklı Tür Mantar Vardır ?
Doğada bir milyona yakın farklı mantar türü olduğu tahmin ediliyor. İşin enterasan yanı bu türler zaman içinde evrilip çoğalabiliyor. Mantarı riskli kılan noktalardan biri de bu evrilme. Zehirli olmadığını düşündüğünüz bir tür zehirli başka bir türden evrilmiş olabiliyor. Dolayısıyla mantar avı, toplayıcılığı mutlaka bilir kişiler, mikologlar eşliğinde yapılması gereken bir spordur.
📷
Mantar Avı Spor Mudur ?
Evet, mantar toplayıcılığı - avcılığı tüm dünyada önemli doğa sporları arasında yer alıyor. Jilber Barutçiyan da bu mantar toplayıcılığıyla 80'li yılların başında okumaya gittiği İsviçre'de tanışmış ve daha sonra yıllar içerisinde bu alanda uzmanlaşmış. Mantar toplayıcılığında önemli nokta, hava alacak bir sepette mantarları toplamak ve bir çakı yardımı ile mantarın köküne zarar vermeden, sapını koparmadan toplayabilmek.
Dünyada Mantar Okulu Var Mıdır?
Dünyada resmi bir mantar okulu bulunmuyor, sadece uzmanlık seviyesinde inceleniyor. Jilber'in açıklamasıyla bunun en önemli sebebi hiçbir kurum veya kişinin mantar ile ilgili resmi bilgilendirmeyi göze alamamasından kaynaklanıyor. Bunu en güzel açıklayan sözünü de paylaşmadan geçmeyelim : "En iyi mantarcı, hayatta kalandır"
Türkiye'de Mantar Turlarına Nasıl Katılırsınız ?
Jilber Barutçiyan'ın sosyal medya hesaplarından (Facebook, Instagram) mantar turları ile ilgili duyuruları takip edebilir, buradan yerinizi ayırıp katılabilirsiniz.
Comments