YE, SEV, DANS ET !
ALANCHA, Alaçatı
Alaçatı'da Şiirle Başlayan Lezzet Macerası: Alancha...
SERRA TÜKEL
26.08.2013
+90 (232) 716 83 07
Alaçatı, İZMİR
Alaçatı’nın en yüksek tepesindeyiz..
Bir yanda yel değirmenleri, diğer yanda en güzel gün batımı..
Bir dönem Ferdi Baba balıkçısının yerinde açılan mekanı yeni dekoru ile tanımak mümkün değil.
Manzaraya doğru konumlandırılmış upuzun bir bar, tamamen camekan bir mutfak ve gecede en fazla 50 kişiyi ağırlamak üzere hazırlanmış birbirinden uzak, geniş, ahşap masaları ile bir zen havası esiyordu Alancha’da..
Yemeğe oturduğumuzda menüyü beklerken öncelikle bir “şiir” geldi önümüze.
“Yavaş yavaş ölürler” diye başlıyordu şiir ve yeniliklere açık olmaktan, yaşamdan keyif almaktan bahsediyordu…
Daha sonra garsonumuz tadım menüsü ile tekrar geldi.
Yaklaşık 2 buçuk saat sürecek bir lezzet macerası bekliyordu bizi!
Yemek demiyorum, macera diyorum çünkü önümüze gelen şiirden ve menüdeki tatların isimlerinden alışılmışın dışında bir şeyle karşı karşıya olduğumuz daha baştan belliydi.
Lezzetler
Öncelikle soframız sepet, taş, ahşap sunumların üzerinde gelen pişi, tiftik kaburga, marul kalbi, bıldırcın kanat, et çikolata, levrek, kabak çiçeği ve denizin sesi ile donatıldı.
Kabak çiçeği dolması, Ege mutfağından oldukça alışık olduğumuz lezzetlerden biri olmasına karşın kendisini daha önce hiç çiğ yememiştim. Alancha’da kısmet oldu..
Etin üzerinde çikolata rendesi olur mu? Baya da güzel olmuştu..
Ardından taze yemiş, çiğ tatlar, domates soğan ve mısır geldi masamıza..
Çiğ Tatlar’da orkinos balığı, semizotu ve brokoli başarılı bir şekilde harmanlanmış, çeri domates ve arpacık soğanı sarımsak otuyla enfes pişmişti.
Taze yemişlerde ceviz ve fıstık, fıstık ezmesi ve reyhan ile gelirken, İzmir’in geleneksel süt darısı, ızgaradan çıkmış üzerinde peynirli ve zeytin ezmeli bir sos ile masamızı şenlendirdi.
Sıra geldi ana yemeklere..
Uykuluk, Levrek, Antrikot ve Kuzu..
Porsiyonlar baştan küçük görünmesine karşın doyum noktasına ulaşmaya yaklaşınca, tatlılara da yer bırakmak adına uykuluk ve kuzuyu pas geçtim.
Portakal soslu levrek de, orman mantarları ile gelen antrikot da oldukça lezzetliydi.
Ve tatlılar: Üzüm ve Çam…
Pişmiş üzüm, kozalakların arasında gelen dondurma, bebek patateslerin içinde çikolata ile yemeğimizi keyifli bir şekilde sonlandırdıktan sonra Alancha’nın barına geçtik.
Bar
Alancha’nın yemekleri bir yana, kokteyllerinin methini ayrıca duymuştum.
Miksoloji (karıştırma sanatı) uzmanı barmenlerin, doğal aromalar ve meyve püreleri ile hazırladıkları kokteyller için, herhangi bir basılı menü yok.
Size ne tür lezzetlerden hoşlandığınızı soruyorlar ve cevabınıza göre size özel tatlı, ekşi, meyvemsi veya odun ateşinde tütsülenmiş kokteyller hazırlıyorlar.
Hafif ekşi lezzetleri ve çarkıfelek meyvesi (passion fruit) aromasını sevdiğimi söyleyince, bana passion fruit mojito hazırlandı.
Lezzeti ve sunumuyla içtiğim en iyi kokteyllerden biriydi şüphesiz.
Fiyat/Performans
Alancha’ya gitmeden önce birbiriyle çelişen pozitif ve negatif yorumları bir arada duymuştum. Benim yorumum ise, mutlaka sezonda en azından bir kez görülmeye ve denenmeye değer bir yer Alancha.
Tabii ki yeniliklere, değişik sunumlara ve lezzetlerin alışılmışın dışında yorumlanmasına açık olmak lazım. Aynen baştaki şiirde anlatıldığı gibi…
Her hafta yenilenen tadım menüsünün fiyatı KDV dahil kişi başı 140 TL (sanıyorum daha sonra 155 TL olmuş) ve yemek ile uyumlu şarap tadım menüsü 90TL.
Şarap tadımı istemezseniz, ayrıca kadehte şarapların fiyatı 25 – 30 TL arası değişiyor.
Fiyatlar biraz yüksek olmasına karşın, başta da belirttiğim gibi en azından bir kez yaşamaya değer bir tecrübe, bir macera Alancha..