YE, SEV, DANS ET !
DEN CAFE, Nişantaşı
Nisan – Mayıs Bahar Ayları, Şimdi Nişantaşı Zamanı…
SERRA TÜKEL
18.04.2015
Nişantaşı, İSTANBUL
Tahminen baharda her yer güzeldir diyorsunuz içinizden.
Kesinlikle katılıyorum, ama bir yandan da baharda hani Avrupa bir ayrı güzeldir ya, bence Nişantaşı da İstanbul’un Avrupası gibi güzel oluyor bu aylarda…
Sokaklarında salınmak, ufak tefek alışveriş yapmak, açık havada güzel bir kafede bir şeyler atıştırmak…
Nişantaşı diyince akla ilk gelen, en görkemli ve gösterişli caddesi Abdi İpekçi’dir şüphesiz. Dünya markalarının göz alıcı butikleri, şık binalar, sağlı sollu restoran ve kafeler süsler bu caddeyi. Şımşıkıdak giyinmek ve topuklularla yürümektir Abdi İpekçi adabı.
Atiye Sokak ise Nişantaşı’nın daha genç , popüler ve sosyal sokağıdır. Trafiğe kapatıldığından bu yana peşpeşe açılan yeni mekanları ve tüm sokağı kaplayan masaları ile küçük, kalabalık bir Alaçatı sokağı havasındadır Atiye...
Bir de Mim Kemal Öke caddesi vardır ki, diğer iki sokağa göre daha sakin ve mütevazi, ama bir o kadar da sürprizlerle doludur kendileri.
Ben size diğerlerine göre biraz daha gözlerden uzak, favori sokağım Mim Kemal Öke’den ve günün farklı saatlerinde mekanlarında sunulan keyifli lezzetlerden bahsetmek istiyorum.
Güne başlarken Delicatessen:
Delicatessen günün her saatinde ayrı güzel ama bana göre en büyük keyif güne burada kahvaltı ile başlamaktır. Bu keyfi keşfeden ilk ben değilim anlaşılan. Mekan sadece bu sebepten hafta içi bile saat 8’de açılıyor ve kahvaltı servisinde tıklım tıklım oluyor. Eğer bir sabah kendinize bir jest yapmak isterseniz ya da güzel bir iş kahvaltısı organize edecekseniz, o zaman Delicatessen derim…
Kahve molasında Bread & Butter:
Oldu da uzun uzadıya kahvaltı etmeye zamanınız yok, o vakit sokağın yukarısında kalan Bread&Butter da küçük bir kahve molası verebilirsiniz. Kahvenizin yanında sütlü-çikolatalı ya da kepekli-incirli kurabiyelerden denemenizi tavsiye ederim..
Kallavi ve sağlıklı öğle yemeği Hünkar:
Türk ve Osmanlı mutfağının en lezzetli örneklerini bir arada sunan Hünkar’da, güzel bir öğle yemeği kendinize verebileceğiniz en iyi ödüllerden biri olabilir. Zeytinyağlılar, bol kepçe, klasik Türk yemekleri bir yana, benim Hünkar’daki favori yemeğim Buğuda Ispanaklı Levrek’dir. Hem leziz, hem de sağlıklı. Tavsiye edilir!
Akşamüstü keyfi Juno:
Juno, Mim Kemal Öke’nin en kafası rahat mekanı bence. Günün her saati, uzun uzun oturup keyif yapabileceğiniz bir kafe. Mekan ev gibi sıcak olunca, müdavimleri de her gün gitmekten bıkmıyor Juno’dan. Ama en keyifli zamanını bana sorarsanız akşamüstü derim. Bahçesinde oturup taze limon özünden hazırladıkları özel limonatalarının yanında mini burger ya da kulüp sandviçten sipariş edebilirsiniz..
Fransız usulü akşam yemeği La Brise:
La Brise de sokağımızın en sofistikesi…Asmalımescit’deki yeri kapandıktan sonra Mim Kemal Öke’ye taşınan Fransız restoranı, bana göre sokağın bir eksiğini tamamladı ve Voltran oluştu ☺ La Brise’de Soğan Çorbası, Morel Mantarı ve Kuşkonmazlı Tartalette, ana yemek olarak da Chateaubriand’ı tavsiye ederim.
İtalyan usulü akşam yemeği Mezzaluna:
Bu akşam Fransız modumda değilim, İtalyan usulü takılmak istiyorum diyorsanız, Abdi İpekçi’den Mim Kemal Öke’ye taşınan Mezzaluna’ya gidebilirsiniz. Mezzaluna’da favorilerim Panzanella Salatası, Melanzane ve de Mezzaluna Pizza!
İçki keyfi Den Café’de:
Oldu da akşam yemeğini hafif geçirmek ve içkinizin yanında ufak tadımlıklar almak istiyorsunuz, o vakit sizi Den’e davet ediyorum. Dışarıdaki masalara kurulup, karides mücver, çıtır mantı ve manda mozzarella eşliğinde içkinizi yudumlayabilirsiniz. Ya da yemek sonrası güzel bir kokteyl almaya barına uğrayabilirsiniz. Sakız aroması sevenlere “Pink Mastic” kokteylini de önerebilirim..
İşte böyle Mim Kemal Öke lezzetleri..
İşin en güzeli, tüm mekanlar birbirinden farklı ve de özellikli.
Adeta hepsi sokağın bir başka rengi..
Herkese iyi baharlar !