top of page
YE, SEV, DANS ET ! 

KÜÇÜK ÇİFTLİK PARK, Maçka

Arçelik Gastro İstanbul 2013'ün ardından...

SERRA TÃœKEL

15.05.2013

Küçük Çiftlik Park, Maçka/ İSTANBUL

9-12 Mayıs'da Maçka Küçükçiftlik Park yepyeni bir festivale ev sahipliği yaptı; Arçelik Gastro İstanbul!

Festival, İstanbul'un lezzet duraklarından seçmeler, gastronomi üzerine farklı konu başlıklarında paneller, Radyo Eksen müzikleri ve gün boyu DJ performansları ile dopdolu başladı.

Hafta sonu daha rahat ve uzun vakit geçirebilmek adına, ucu açık olarak Cumartesi gündüz programına yerleştirdim Gastro İstanbul ziyaretimi.

Şansa çok güzel bir hava vardı festival için.

Giriş ücretlerini verip (tam 10 TL, öğrenci 5 TL) başladık gezmeye.

Sıra sıra restoran çadırları karşıladı bizi. 29 Bar, Lucca, Mikla, Vogue, Ca'd'oro, Köşebaşı, Bebek Balıkçısı, Sosa, Da Mario, Babylon, Leb-i Derya, Les Ottomans, Big Chefs, Cento Per Cento ilk dikkatimi çekenlerdendi.

 

Her restoranın önünde, ufak bir panoda satışa sunulan lezzetler ve porsiyon fiyatları yazılıydı. İlk izlenim olarak, porsiyonları biraz küçük ve fiyatları da beklediğimden yüksek buldum. Nerede yesem diye bir tur döndükten sonra Bebek Balıkçısı'ndan bir balık kokoreç ile başlayayım dedim.

Meğer nakit geçmiyormuş. Döndük kapıya fiş almaya. Fiş sistemini de oldum olası sevmemişimdir. Bir türlü tutturamazsın fiş ile alışverişi. Fiş ya artar, ya eksik kalır.

Nitekim festivalde de sadece 20 ve 50 TL katlarında fiş satmaları, hesabı tutturma işini iyice zorlaştıran bir faktör olmuştu...

 

Yemeğimi yedikten sonra, Türk Mutfağı Derneği'nin programına baktım. Tam o sırada Mehmet Gürs'ün "Yeni Anadolu Mutfağı" isimli söyleşisi dikkatimi çekti ve dinlemek için kapalı alana geçtim. Belli ki tüm gastronomi meraklıları ve yeme-içme tutkunları orada toplanmıştı. Mehmet Gürs, Anadolu topraklarındaki ürün zenginliğinden ve Anadolu Mutfağına yeni ve deneysel bakış açılarından bahsediyordu.

Bu gelişmelerden de haberdar olduktan sonra artık akşamüstü içki keyfi zamanı gelmişti. Baktım programda da DJ Salih Saka geliyor. Güzel bir heyecan sardı içimi.

Kurulduk banklara, aldık şaraplarımızı...

Müzik güzel, hava güzel, ortam keyifli...

Derken bir anda gözlerim, burnum yanmaya başladı.

Ne olduğunu anlamaya çalışırken baktım herkes yüzünü, gözünü kapatıyor ve bir "biber gazı" lafı dolanıyor.

Beşiktaş maçı öncesi, taraftarlar ve polis arasında çıkan çatışmadan yükselen biber gazı, Küçükçiftlik Park'ta yayılmaya başladı ve biber gazının dozu arttığı noktada artık bizim gazımız kaçmıştı.

Maalesef festivalden koşarak Nişantaşı'na kaçtık ve en güzel saatte kalabalık dağıldı.

 

O günün akşamını bilemiyorum ama duyduğum kadarıyla Pazar günü festival tekrar neşesine kavuşmuş ve oldukça yoğun bir kalabalığı ağırlamış.

 

Üst üste gerçekleşen 101 Lezzet, Gastro İstanbul Festivallerinin ardından görüyoruz ki, İstanbulluların bu tür yeme-içme organizasyonlarına ilgisi, merakı, hatta epey de özlemi varmış. Şüphesiz bu festivallerin devamı da gelecektir.

 

Gastro İstanbul özelinde, belki bir dahaki sefere festival süresi daha kısa tutulabilir (bence en fazla iki gün) ve yemek - içki fiyatları biraz daha uygun olabilir. Yemekler her ne kadar 5 ila 20 TL arasında değişiyor olsa da, karın doyurana kadar yapılan harcama standart bir restoran hesabına çıkıyordu festivalde…

 

Nice Gastro ve Lezzet Festivallerine diyorum!

Ä°LGÄ°LÄ° BAÅžLIKLAR

bottom of page