top of page
YE, SEV, DANS ET ! 

PORT DE SOLLER, Mallorca

MAYORKA ADASINDA BÄ°R BUDÄ°ST DÜÄžÜNÜ

SERRA TÜKEL

25/06/2016

Palma de Mallorca/ Ä°SPANYA

Yeni bir yere giderken önceden araÅŸtırmayı sevmiyorum. Tıpkı filmlerin fragmanlarını izlemeyi sevmediÄŸim gibi...

Oraya bir ÅŸey bilmeden gitmeliyim. Toprağına basıp, havasını koklamalıyım; sokaklarını, lezzetlerini ve güzelliklerini kendi kendime keÅŸfetmeliyim...

 

Haziran ayı başında gerçekleÅŸtirdiÄŸim Mayorka seyahati için de aynen bu ÅŸekilde hiçbir ön hazırlığım olmadan çıktım yola. San Francisco’dan tanıdığım Vietnamlı ve Amerikalı bir çift arkadaşımın düÄŸününe gidecektim. Programımızda hali hazırda düÄŸün öncesi bir prova yemeÄŸi, içinde Budist seromonisi de olacak bir düÄŸün töreni ve son gün için Palma'da bir plaj partisi vardı. BoÅŸlukları doldurmak da bana kalıyordu...

Ulaşım

Ä°stanbul’dan Mayorka’ya direkt uçuÅŸ olmadığı için, ben iki ayrı bilet alarak Barcelona aktarmalı uçmayı tercih ettim. Istanbul – Barselona ayağını THY'den, Barselona – Palma de Mallorca uçuÅŸunu ise Air Europa'dan alarak toplamda 6 saatte adaya ulaÅŸmayı baÅŸardım. Mayorka içindeki ulaşım için ise mutlaka araba kiralamak gerekiyor. Ada oldukça büyük ve baÅŸkent Palma dışında kalan küçük yerleÅŸimler arasında toplu taşıma ya da taksi bulmak pek kolay deÄŸil. 

​

Port de Soller'e DoÄŸru..

Ve Palma'ya varıyoruz..

Adanın baÅŸkenti Palma, antik çaÄŸlardan günümüze kadar Roma, Bizans ve Arap etkisi altında kalmış, meydanları, restoranları, barları, maÄŸazaları ve 400bini aÅŸkın nüfusu ile koskoca bir Ä°spanyol ÅŸehriymiÅŸ meÄŸer. Mayorka nüfusunun yarısından fazlası Palma'da yaşıyor. Bizim programımız ise, adanın daha küçük yerleÅŸimlerinden biri olan Soller kasabasının limanı, Port de Soller'de baÅŸlıyor.

​

Havaalanından yaklaşık 30 km mesafede olan Port de Soller'e doÄŸru giderken, ufukta yükselen müthiÅŸ sıradaÄŸlar dikkatimi çekiyor. DaÄŸlar o kadar güzel ki, insan bakmaktan alamıyor kendini. O sırada "Serra de Tramuntana" adı verilen bu daÄŸların UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer aldığını öÄŸreniyorum.  MeÄŸer Mayorka adası sadece deniz-güneÅŸ arayanlar için deÄŸil; muteÅŸem manzaralı yamaçları ve zorlu parkurları ile daÄŸcıların ve bisikletçilerin de gözde seyahat destinasyonları arasında yer alıyormuÅŸ. Öyle ki, ada son iki yıldır turist sayısında rekor üstüne rekor kırmış ve lokal halk artan bu kalabalıktan epey ÅŸikayetçi olmaya baÅŸlamış. Anlayacağınız Mayorka esnafı bizim tabirle tok satıcı havalarına girmiÅŸ :).

​

Nerede Kaldık?

Soller'den Port de Soller'e doÄŸru giderken iki merkez arasında ring sefer yapan tarihi ahÅŸap tramvay çıkıyor karşımıza. Nostaljik tramvayın rotasından ulaşıyoruz Port de Soller'e. Ä°ki deniz feneri arasına yayılan bu ÅŸirin liman kasabası, Mayorka'nın nispeten daha sakin turistik beldelerinden biri olarak biliniyor. Sahil ÅŸeridinde sıra sıra restoranları, minik butikleri, plajı ve yat limanı ile özellikle ailelerin ve çiftlerin konaklama için tercih ettiÄŸi lokasyonlardan biri olarak öne çıkıyor burası. Bizim kaldığımız Hotel Aimia da Port de Soller'in en popüler tesislerinden biri. Oteller hemen sahil ÅŸeridinde ama alıştığımız gibi denize sıfır deÄŸiller. Deniz ile aradan bahsettiÄŸim tarihi tramvay geçiyor ve hemen önde halk plajı bulunuyor. Üç gece konaklayacağımız Hotel Aimia'ya yerleÅŸtikten sonra keÅŸif turlarımız baÅŸlıyor.. 

​

DaÄŸ Köyleri ve KeÅŸifler

Port de Soller adanın bazı tarihi köylerine yakınlığıyla da ideal bir konuma sahip.

Mayorka'nın en meÅŸhur köylerinden biri olan Valldemossa, buranın yaklaşık 20 km güneyinde kalıyor. 19. yüzyıldan itibaren Dünya çapında popülaritesi artan Valldemossa, günümüze dek pek çok sanatçının ilgisini çekmiÅŸ, Polonyalı bestekar Frederic Chopin bir dönem burada bir manastırda yaÅŸamış. Hatta Chopin'in piyanosu hala aynı manastırda sergileniyor. Valldemossa, günümüzde de müzik, sanat ve gastronomi festivalleriyle yılın belli dönemlerinde tüm Dünya'dan yoÄŸun turist akınına uÄŸrayan destinasyonlardan biri olarak biliniyor.

Valldemossa ve Soller arasında yer alan bir diÄŸer tarihi köy de Deia. Birinci Dünya Savaşı sonrası yıldızı yükselen Deia'da ünlü yazar Robert Graves'in ve Virgin'in kurucusu Richard Branson'ın evleri bulunuyor. Köyün sahil kesimi Cala Deia görülmeye deÄŸer plajlardan birine sahip. Koskoca kayaların turkuaz deniz ile buluÅŸtuÄŸu Cala Deia'da denize girdikten sonra tepede bulunan Ca's Patro March isimli restoranda, deniz mahsülleri, Sangria ve Ä°spanyol ÅŸarapları eÅŸliÄŸinde kendimize bir ziyafet çekiyoruz. Burası kesinlikle Mayorka gezisinin favori durakları arasına giriyor.

Civardaki keÅŸif duraklarımızdan bir diÄŸeri de Jardins de Raixa (RaÅŸa'nın Bahçeleri). 13. yüzyılda bir tarım arazisi olarak iÅŸletilen Raixa, daha sonra Kardinal Antoni Despuig'in evi olarak kullanılıyor. Soller ve Palma arasında yer alan Raixa'da görkemli heykeller, Kardinalin evi ve tepeden Serra de Tramuntana daÄŸlarını izleyebileceÄŸiniz bir gözlem kulübesi bulunuyor ve ücretsiz olarak gezilebiliyor.

Adanın en güzel ve en uzun beyaz kumsallarından biri olan Formentor ise biraz daha uzakta Soller'in yaklaşık 70 km kuzeyinde bulunuyor. Bizim programımız biraz yoÄŸun olduÄŸundan ve son gün Palma'ya döneceÄŸimiz için Formentor'a gidemedik ama ÅŸüphesiz doÄŸasıyla ve deniziyle burası da adanın mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri olarak not edilmeli.

​

DüÄŸünün Hikayesi

Gelelim Mayorka adasına geliş sebebimize..

Tüm davetliler birbirimize soruyoruz; Sam ve Jeremy neden Mayorka'da evleniyorlar? DüÄŸünün hikayesi oldukça enteresan, çünkü ne gelin ne de damat daha önce Mayorka'ya gitmiÅŸler!

GeçtiÄŸimiz yaz San Sebastian'da tatil yapan çift, Ä°spanyol yemeklerine ve hizmet kalitesine hayran kalıp, Ä°spanya'nın en büyük adası Mayorka'da düÄŸünlerini yapmaya karar veriyorlar. Avrupa'da yaÅŸayan akrabalarının da San Francisco yerine Mayorka'ya gelmelerinin daha rahat olacağını düÅŸünerek daha önce hiç ayak basmadıkları adada gerçekleÅŸecek düÄŸünlerini planlamaya baÅŸlıyorlar. DüÄŸün sonrası balayı programlarına da Formentera ve Ibiza'yı yerleÅŸtiriyorlar..

​

Prova YemeÄŸi

Ä°lk akÅŸam, Amerikalıların "rehearsal dinner" dedikleri ve geleneksel olarak düÄŸünün  bir gün öncesinde düzenlenen prova yemeÄŸi ile programımız baÅŸlıyor.

Port De Soller'de gün batımında Randemar isimli restoranda toplanıyoruz.  Sahil ÅŸeridinde yer alan restoranın etkinliÄŸe özel ayrılan bölümünde önce kokteyl, ardından oturma yemek ile devam ediyor gecemiz. Gelin ve damadın en yakın arkadaÅŸları hem duygusal hem de neÅŸeli anılarla dolu konuÅŸmalarını yapıyorlar. Bu vesileyle davetliler de düÄŸün öncesinde tanışmış ve kaynaÅŸmış oluyorlar.

​

DüÄŸün ve Budist Çay Töreni

Ve düÄŸün günü geliyor. DüÄŸün, Serra de Tramuntana daÄŸlarında Deia ve Soller arasında yer alan 18. yüzyıldan kalma zeytin baÄŸları içinde yer alan Ca's Xorc isimli butik otelde yapılıyor. Otelin yer aldığı taÅŸ binalar bir dönem zeytinyağı üretimi için kullanılıyormuÅŸ. Bir takım antik zeytinyağı üretim makinaları hala daha otelin avlularında sergileniyor.

 

Gün batımına doÄŸru renkten renge giren müthiÅŸ daÄŸ manzarası eÅŸliÄŸinde törenin ilk bölümü baÅŸlıyor. Hristiyan geleneklerinde Sam ve Jeremy birbirleri için yazdıkları düÄŸün yeminlerini gözyaÅŸları içinde okuyorlar ve yüzükler takılıyor.

Daha sonra otelin farklı bir bölümünde önceden hazırlanmış olan, Budist töreninin yapılacağı odaya geçiyoruz. Burada meyvelerle süslenmiÅŸ bir masanın üstünde merhum aile büyüklerinin fotoÄŸrafları ve tütsüler bulunuyor. Vietnam geleneÄŸinde normalde kızın ailesinin evinde yapılan ve "Tea Ceremony" (Çay Töreni) adı verilen törenin bir canlandırmasını izliyoruz burada.

Tören bana bizdeki "kız isteme" geleneÄŸini andırıyor. Merhumların izinleriyle kızın ailesi damatlarını ailelerine kabul ediyor. Bizdeki Türk kahvesinin yerini bu törende "çay" alıyor. Çay hazırlığı ve ikramı törenin önemli adetleri arasında yer alıyor. Damat aileye kabul edildikten sonra karşılıklı hediyeler veriliyor. Bu arada benim de Türkiye'den getirdiÄŸim hediyeyi bir konuÅŸma eÅŸliÄŸinde törende sunmam isteniyor. Heyecanla aldığım hediyenin kısa hikayesini anlatarak gelin ve damada sunuyorum. Tören sırasıyla önce anne-baba, sonra gelin-damat ve isteyen davetlilerin masada tütsü yakarak üç kere selam ile eÄŸilmeleri ile sonlanıyor.

​

Hristiyan ve Budist geleneklerinde izlediÄŸimiz törenlerin ardından, otelin daÄŸ manzaralı terasında bizleri muhteÅŸem bir Flamenko gösterisi bekliyor. DüÄŸün sahnesi Ä°spanyol müzikleri ve flamenko ile daha da otantik bir hale bürünüyor. Sağımda solumda üç kıtadan konuklarla kendimi tam anlamıyla rengarenk bir kültür mozaiÄŸinin ortasında buluyorum.

​

DüÄŸün, müthiÅŸ bir gastronomik menü ve ardından parti ile son buluyor. Sırada Palma var...

​

​

Palma ve Kapanış

Yazının başında da bahsettiÄŸim gibi baÅŸkent Palma koskoca bir ÅŸehir. Hareket ve parti arayanlar için adadaki gece hayatının nabzı burada atıyor.

​

Biz Palma'nın merkezinde eski bir rahibe yurdundan dönüÅŸtürülen tasarım otel Convent de la Missio'a yerleÅŸiyoruz. Ä°çinde 1 Michelin yıldızlı restoranı olan otelin barı da kokteylleri ile oldukça ünlü. Ä°lerleyen saatlerde bu bardan birer içki almak niyetiyle otelimizden ayrılıp kendimizi plaj partisinin yapılacağı Balneairo Illetas Beach Club'a atıyoruz. Bembeyaz kumsalı ve berrak denizi ile burası Palma yakınlarında gidilecek en güzel plajlardan biri olarak biliniyor. Plajın restoranında Ä°spanyol yemeklerinden bir lezzet ÅŸöleni karşılıyor bizi. Paella yemedim diye üzülürken iki koca tencere Paella geliyor soframıza:).

Günü plajda geçirdikten sonra merkeze geri dönüyoruz. Palma'nın ana meydanlarından Plaça del Mercat'ın çevresindeki restoran ve tapas barları arasında turluyoruz.  Daha sonra Palma'nın ara sokaklarında kaybolup kendimizi tarihi bir ÅŸarap ambarından dönüÅŸtürülmüÅŸ Celler Sa Premsa isimlik restoranda buluyoruz. Tipik Mayorka mutfağından tapaslar ve ev yapımı ÅŸaraplar sunan restoranda karnımızı doyurduktan sonra yüzlerce çeÅŸit Cin'den kokteyller hazırlayan Cinbo isimli bara gidiyoruz. Ve turumuzu ÅŸahane Cin kokteylleri ile burada tamamlıyoruz.

​

Dört günlük Mayorka seyahatinden, daha  görmek ve yapmak istediÄŸim pek çok ÅŸey aklımda kalarak dönüÅŸe geçiyorum.

Åžayet Mayorka adasına gitmeye niyetlenirseniz 4-5 gün kısa bile gelebilir. Tavsiyem bizim yaptığımız gibi seyahatinizi bölerek adanın en azından iki farklı bölümünde konaklamanız yönünde olacaktır. Bu arada adada ev kiralamak isterseniz üniversiteden arkadaşım Taylan TaÅŸpınar'ın Mayorka'da kurduÄŸu kiralık ev sitesi "Feeling Home"dan ihtiyacınıza göre ev de kiralayabilirsiniz.  Gurulogy'nin arkadaşıyız derseniz Taylan sizlere adada gezilecek, görülecek lokal yerlerle ilgili ÅŸahane tüyolar da verecektir ;)

​

Adresler:

www.aimiahotel.com/en

www.randemar.com/en/

www.casxorc.com/

https://www.tripadvisor.com.tr/Restaurant_Review-g580297-d2272640-Reviews-Ca_s_Patro_March-Deia_Majorca_Balearic_Islands.html

http://balnearioilletas.com/es/

http://www.conventdelamissio.com/

http://www.cellersapremsa.com/en/

www.feelinghome.es

​

Ä°LGÄ°LÄ° BAÅžLIKLAR

bottom of page