GURULOGY

Beyoğlu Pera’da mermer kolonlar üzerinde yükselen ve görkemli İtalyan mimarisi ile bir inci gibi parlayan Palazzo Corpi’nin arka bahçesindeyiz…

Zeytin ağaçları, yerde çakıl taşları, pergoladan sallanan hasır lambaları ile burası şehrin göbeğinde bir yaz bahçesi adeta...

 

19. Yüzyılın sonlarında İtalyan armatör Corpi ailesinin evi olarak inşa edilen bu yapı, 20. Yüzyılın başında Amerikan hükümetinin kirasına geçiyor ve konsolosluk binası olarak kullanılıyor. Şimdilerde ise adını sıkça duyduğumuz sadece özel üyelikle girilebilen Soho House’un İstanbul’daki üssü olarak işletiliyor Palazzo Corpi.

 

Palazzo Corpi’nin arka bahçesinde ise yazının başında bahsi geçen zeytin ağaçları arasında şehrin gürültüsünden uzak, modern bir İtalyan lokantası açıldı geçtiğimiz Mayıs sonunda.  Soho House’dan bağımsız, üyelik şartı olmadan yemek yiyebileceğiniz Cecconi’s,  zincirin önemli markalarından birisi. Londra, Miami ve Los Angeles’tan sonra İstanbul’da açılan Cecconi’s, zincirin dördüncü halkası oluyor.

 

Gelelim Lezzetlere…

Klasik bir İtalyan lokantasında aradığımız tüm tatlar iddialı ve başarılı bir şekilde sunuluyor Cecconi’s’de. İtalyan mutfağının vazgeçilmezlerinden ve şimdilerde İstanbul’da pek çok restoranda menülere giren “Kabak Çiçeği”, Cecconi’s’de hem Ricotta peyniri dolgusu ile başlangıçlar arasında hem de Siyah Trüf ve Keçi Peyniri eşliğinde Pizza üzerinde sunuluyor. İtalyan peyniri severlere, Antep Fıstığı ve Avokado ile sunulan Burrata’yı da ayrıca tavsiye ederim. Ev yapımı makarnalardan Yengeçli, Rakılı ve Safranlı Ravioli ve Istakozlu Spaghetti’yi de makarnacıların kaçırmaması gereken tatlar arasında.

 

Cecconi’s’in zengin başlangıçları ile ana yemeklere hiç girmeden kendinize keyifli bir aperatif sofra kurabilirsiniz. Yok, ben ana yemek yemeden doymam diyorsanız da yine et, balık, tavuk ile hazırlanan seçenekler mevcut. Şayet gerçek İtalyan mutfağının klasiklerinden isterseniz, o vakit Ossobuco’yu tercih edebilirsiniz.

Cecconi’s de başlangıç ve ana yemeklerin hepsi çok lezzetli ama en güzeli bana göre finalde saklı. Yemek sonrası ikram edilen Limoncello Sorbe enfes!  Bir de üstüne yediğimiz Fıstıklı Dondurma ile Profiterol son dönemlerde yediğim en iyi tatlılarda ilk sıralara oturmaya aday.

 

Cecconi’s’in mutfağı hafta içi ve hafta sonu her gün öğle ve akşam servisinde açık, Pazar günleri ayrıca brunch servisi de veriliyor. Bu arada restoran bir tek bahçeden ibaret de değil. Kış ayları için kapalı bölümü de mevcut ama yaz bitmeden o keyifli bahçede bir yemeğe mutlaka gidin derim. Rezervasyon için hem Cecconi’s’e telefonla ulaşabilirsiniz, hem de daha çok yurt dışında kullanılan “Open Table” aplikasyonu ile internet üzerinden kendiniz masanızı ayırabilirsiniz.