GURULOGY

Kahveyle Şenlenen Tadım

Kahveli lezzet şölenine Oğul Türkkan’ın Nespresso ile yarattığı kokteyl ile başladık. Nespresso Ristretto, Kestel One Votka, kireçte bal kabağı tatlısı, zencefil, limon tozu, tarçın, kına, anason bileşimi bu kokteyli tadınca çarpıcı bir deneyim ile karşı karşıya olduğumuzu anladım.

Kokteyl alanında Nespresso'nun yeni ürünleri ile haşır neşir olup bilgilerimizi güncelledikten sonra sıra geldi heyecanla beklenen tadım menüsüne.

Yemek bölümüne geçtiğimizde Şef Maksut Aşkar ve Şef Yılmaz Öztürk salonun baş kısmında birbirine dönük sağlı ve sollu hazırlanmış iki ayrı yemek istasyonunun başlarına geçmiş bizleri bekliyorlardı.

Maksut Aşkar'ın deniz mahsüllerinden oluşan başlangıç tabağı ile başladı gecemiz. Tereyağı tencerede caz cuz ederek erirken Şef üstüne Nespresso Grand Cru ilave edince salona müthiş bir koku yayıldı. Tereyağı ve kahve bileşiminden hazırlanan bu sos ile ahtapot ve karides buluştu. Görsellik ve lezzetin bir arada sunulduğu iddialı bir başlangıç ile yemeğe girişimizi yaptık.

Bu sefer karşı istasyona geçtik. Şimdi de Şef Yılmaz Öztürk şovuna başladı. Carpaccio kıvamına getirilmiş incecik bir marine et çikolata ve kahveli sos ve zeytinyağı havyarları ile buluştu. "Neler oluyor?!" dedim.

Bu iki başlangıcın ardından yemeğe özenle hazırlanmış şık soframızda devam ettik.

Nespresso Grand Cru önce siyah levrek ardından kuzu fileto ile buluştu. Kahvenin en üst mertebelerde gezindiği bir lezzet serüveni hazırlanmıştı adeta bizlere. Atelier Nespresso ile kahve tadının, aromasının birbirinden farklı ürünlerle, etle, deniz mahsülü ile ve sebzelerle nasıl kullanılabileceğini ilk kez deneyimlemiş olduk bu sayede.

Finalde gelen kahveli dondurma ile doldurulmuş kıtır balkabağı tatlısı ise bu kadar yemeğin üstüne tabakları kazırcasına silip süpürmemize neden oldu.

Atelier Nespresso ile tecrübe ettiğimiz bu gastronomik yolculuk kahve hakkında daha gidilece çok yol, keşfedilecek çok cevher olduğunu gösterdi bana...